Türkçe’mizi yabancı kelimelerle katledişimiz üzerine
Bundan seneler önce yabancı dilden alınıp da Türkçe’de yanlış telaffuz edilen kelimeleri Don Kişot gibi etrafındakilere düzeltmeye çalışınca, genelde müstehzi bir gülüşle karşılaştım. Sanki beni dinleyenler bana inanmıyor da, çoğunluğun söylediğini doğru zannediyorlardı. Hâlbuki örf adetlerimizde, dilimizde olduğu gibi bir deli kuyuya taş atınca onu yüz akıllı çıkaramıyordu. İşte yazımın özü bu… Yazı 2 bölümden oluşuyor:
- Dilimize giren yabancı kelimeler ve yanlış okunuşları:
Dilimize en çok yabancı kelimeler Fransızca ve Arapça’dan girmiştir. Ben de Fransızca eğitim yapan Galatasaray Lisesi’ni bitirdiğime göre koyduğum tavır doğal ve doğruydu. Ama dostlarım dahil, etrafımdaki kişiler kulaktan dolma lafların doğru telaffuz edildiğini sandıklarından, benim söylediklerime pek inan(a)mamıştı. Seneler geçti bunlardan çoğunun doğrusu yavaş yavaş halk arasında yerleşmeye başladı. Örneğin eskiden “antraman”, “antreman” denilen kelimenin doğrusunu nihayet “antrenman” (Fr: entrainement) olduğu anlaşıldı.
Tabi antrenman yapılırken “eşofman” (Fr: échauffement) kullanılır. “Aşortman”, “eşortman” değil.. Sonuncuların içinde gereklidir diye zorla bir şort kelimesi sıkıştırılmış; herhalde eşofmanın içine şort giyilir diye olsa gerek..))
Hala hatırlarım: Seneler önce “naylon” a “laylon” diyen binlerce insan vardı. Neyse bu artık tarih oldu.
Bir de tuvalet muhabbetimiz var: “yüznumara” denilen yerin ismi Fransızca “00” dan gelir. Bu da “sans numero” demektir. “sans numero” nun tercümesi “numarasız” demektir be hey aptal! Zamanında Fransızca’yı iyi bilmeyen o aklı evvel bunu “yüznumara” olarak tercüme etmiş. Çünkü yazılışları farklı olmasına rağmen, “yüznumara”nın da, “numarasız” ın da okunuşu aynıdır. Yani o aklı evvel “sans numero” yerine “cent numero” yu tercüme etmiştir! Neyse, artık “W.C.” veya lavabo (ona da senelerce lavobo dedik ya..) diyoruz da, “00” artık pek kullanılmıyor.
“Kontür” kelimesi de çok yanlış bir kelimedir, çünkü Fransızca “Contour” “çevre”, “kenar”, İngilizce ise “Conture” veya Contour” “makyajın etrafındaki hat, çerçeve” demektir. artık yavaş yavaş “kontör” (Fr: Compteur) kelimesini yani doğrusunu (sayaç) görüyoruz ama, hala çevreden, makyaj çerçevesinden vazgeçmeyenler de yok değil..
Aynı şekilde “Jeton” kelimemizde var. Fransızca yazılışı böyledir, lakin okunuşu “Jöton” dur ve şimdilik tabelalarda % 50 “Jeton”, % 50 “Jöton” görmeye devam ediyoruz..
Hani araba kapısın altındaki bölüm var ya ona sittin (yanlış anlamayın: Arapça, 60 demek..) senedir “marşpiyel” deniliyor. Hâlbuki doğrusu “marşpiye” dir. Yani Fransızca “marche pied”, “ayağını yürüyeceğin, basacağın” yer demektir. Zamanında bir aklı evvel kelimenin sonuna nedense bir “l” harfi eklemiş, hala da öyle devam ede gelmektedir…
Aynı şekilde arabanın iç lastiğine şambriyel denir, hâlbuki bu da Fransızcadan (chambre a air) gelir ve anlamı “hava dolu oda”dır. Doğru okunuşu ise, “şambraer”dir. Neyse ki artık “tubless” yani iç lastiği olmayan otomobil lastikleri çıktı da, bu konu unutulmaya başlandı.
- Yabancı hayranlığı nedeni ile Türkçe’mizin içine etmek:
Eskiden ne güzel “başlamak” fiilimiz vardı. Nedense giderek bu unutuluyor, yerini “start almak” ve dahi “start vermek” alıyor. Yahu, biz İngiliz kolonisi miyiz? “To Start” İngilizce’de “başlamak demek zaten. Tam tercüme ettiğinizde “başlamak almak” ve “başlamak vermek” oluyor. Böyle aptalca bir kelimeyi söylemek için çok mu araştırdınız? Güzelim Türkçe’mizi katletmek için başka bir yol bulamadınız mı?
Gene aynı şekilde eskiden “sahneye çıkmak” denirdi ve hakikaten bir sanatçı sahneye çıkar, şarkısını söyler, oyununu oynardı. Şimdi ise bu “sahne almak” a dönüştü. Bu sahne çok pahalı bir şey midir ki alıp da çıkıyorsunuz? Veya bu sahne çok küçük bir şey midir ki elinize, avucunuza alıyorsunuz? Elinize aldığınız sahnenin üzerinde cambaz mısınız ki durabiliyorsunuz?
Aynı şekilde benim zamanımda “banyo yaptık” derdik, şimdi bu da “banyo almak” a dönüştü. Evet bu Fransızca ve İngilizce’de bunun tam tercümesi banyo almaktır (to take a shower / prendre un bain), bunu yabancıların söylemesi de doğaldır. Sizler de sahne gibi, banyoyu satın mı alıyorsunuz? Satın alınca su deposu yanında mı veriliyor? Güzelim banyo yapmak neden görmemişin oğlu olmuş gibi banyo almaya dönüştü? Biri çıkıp açıklasa da bende rahatlasam.
Hakikaten bazı yabancı kelimelerin tam Türkçe tercümesi yok. Bunları yabancı lisandaki gibi kullanabiliriz. Bu konuda da Türk Dil Kurumu’na büyük görev düşüyor. Onlar Türkçe’mizin yapısına uygun kelimeler üretecekleri ki bizde bu örnekleri kullanabilelim.
Burada ikinci görev radyo ve tv spikerlerine düşüyor. Alın işte hakiki bir yabancı kelime “Spiker” : “speaker” İngilizce “konuşan” “sözcü” “hatip” demek. Ama okunuşu “Spiker” değil ki! Doğrusu “Spîkır” okunur. Yani bu kelimenin başı da, kıçı da yanlıştır. Ama hala yanlış manlış söylenmeye devam edilir ve dilimize yerleştiği için artık yapılacak bir şey yoktur.
Demek ki neymiş? Toplum arasında kabul gören her şey doğru değilmiş. Atalarımızın her yaptığı kanun da doğru değilmiş. Benim gibi sivri dilli biri çıkacak, doğrusunu söyleyecek; ama bakalım kaç sene sonra “laylon” gibi düzelecek?
İşte kendilerini düzgün tarif edemeyen “Spîkır” larımız Türkçe’mize yalan yanlış giren yabancı kelimeleri düzeltmeleri ve mümkünse Türkçe’si olanları kullanmamaları gerekir. Ama nerde…
Hatırlarsınız, seneler önce yabanı parçalara Türkçe sözler yazılır ven bunlara “araçman” “arançman”, “arajman” denirdi. Seneler geçti; nihayet doğrusunun “Arranjman” ( Fr: Arrangement) olduğu anlaşıldı. Yani yabancı parçalar “aranje” edilmişti. Demek ki “arranje” bir sıfattır. Halbuki şimdi yanlış olarak “Arranjman” yerine “aranje” denilmeye başlandı: Örneğin, Ajda Pekkan’ın son “arranje”si! Olmaz benim cahil kardeşim! Ya “Ajda Pekkan’ın son arranje edilmiş parçası” denir veya “Ajda Pekkan’ın son arranjmanı” denir. Ya bir işi doğru öğrenip yapacaksın veya hiç o işe bulaşmayacaksın yurdumun cahil “Spîkır”ları…
Hala söylenen bir kelime vardır güya “tertip”, “terkip”, “düzen” i belirtir. Halbuki “kombinasyon” diye bir kelime yoktur veya sizin anlayacağınız dilde “atmasyondur” ve doğrusu “Kombinezon” (Fr: combinaison) dur. Şimdi aranızda olur mu öyle şey kadının içine giydiği çamaşırla kombinezon arasında bağlantı var mı diyenleriniz olduğunu duyuyorum. Olur cahil kardeşim olur! Fransızca’da “kombinezon” hem kadınların içe giydiği çamaşır, hem de “terkip” Demektir. Ama kadın “kombinezonu”na bile “kombülazon” diyen toplumdan bunu anlaması beklenir mi? Zor kardeşim zor… Hele varoşlarda oturanlardan hiiç…
“Yok böyle bir dans” programını örnek olarak alalım. Orada dans eden kişilere ne deniyordu? “Dansçı” : Çünkü dansöz kelimesi oryantal dans eden hatunları çağrıştırıyordu. Bu nedenle dans edenler “dansçı” oluvermişlerdi. Madem Fransızca’dan “dans” kelimesini aldınız, neden o işi yapanları da aynı şekilde nitelendirmiyorsunuz?
Fransızca’da dans eden erkeğe “danseur” denir ve “dansör” okunur.
Aynı şekle dans eden kadına “danseuse” denir ve “dansöz” okunur.
Bunda ayıp bir şey yok ki. Başını Fransızcadan al, kıçını keyfine göre değiştir ortaya karışık zevksiz bir şey çıksın. Olmaz kardeşim olmaz…
Hastanelerde sık sık duyarız: “doktor benden “ultrasyon” istedi”. Atmasyon söylediniz kardeşim atmasyon! Doğrusu “ultrason”, hatta daha doğru okunuşu ile “ültrason”dur.
Hastanede duyulan bir başka söz de “bana fizik tedavide “rehabilite” yapıldı. Yapılan “rehabilite” değildir, “rehabilitasyon”dur, yani bir uzva tekrar işlerlik kazandırmak. Ama benim yurdum insanı “rehabilitasyon” gibi karışık kelimeyi söyleyemediği için “rehabilete”ye dönüştürmüştür. Hâlbuki “rehabilite” sıfattır, isim değil. Yani bir insan “rehabilite” edilir. Fizik tedavicinin yaptığı iş ise “rehabilitasyon”dur. Nokta.
Sokakta yürüdüğümüz kaldırımın suyu çıktı herhalde ki “tretuar”da yürür olduk. Doğrusu “Trottuvar” ( Fr: Trottoir) dır. Öğrenelim, öğretelim. Aynı şekilde “laboratuar” seneler boyunca “labaratuar” veya “labarotuvar” olarak kullanıldı, hala da varoşlarda kullanıla geliyor…
Bir de başı yabancı lisan ile başlayıp, sonuna “etmek” eklenen ve böylece içine edilen fiiller var:
- “off olmak”: izinli gününüze bir şey mi oldu da canınız yandı? Yani uf oldunuz?
- “Check etmek” : kontrol etmek yetmedi, şimdi çek etmeler mi başladı?
- “Provake etmek”: “Tahrik etmek” unutuldu; yerine bu kullanılıyor. Aslında söylenen de yanlış, çünkü doğrusu “Provoke etmek”tir. Bari bir kelimeyi yabancı lisandan çaldınız, doğru çalın.
- “Elimine etmek”: “Elemek” kadar güzel bir Türkçe kelimeyi elemek için çok mu araştırdınız?
- “Empoze etmek”: Senelerdir “Dayatmak” fiilini kullanırken, ne oldu da birden züppeleşip empoze etmeyi empoze etmeye kalkıyorsunuz?
Bu liste uzayıp gidebilir. Aşağıda Türkçesi olan bazı yabancı kelimelerin de listesini veriyorum. Lütfen Türkçe’mizin bozulmasına ve katledilmesine engel olalım. Çünkü başka lisanımız yok.
Dr. Ahmet GİRGİN
Mayıs 2011
2024 Not: Son senelerde modifikasyon yerine modifiye kelimesi kullanılmaya başlandı: aynen, arranjman yerine arranje kelimesinin kullanılması gibi…((
Açıklamaya çalışayım: modifikasyon isimdir, modifiye ise sıfat: bir arabada modifikasyon(lar) yapılır, yani stop lambaları modifiye edilir, motor modifiye edilir vs… Demek ki, yapılan iş modifikasyondur, modifikasyon yapılan motor/far/stop lambaları modifiye edilmiş parçalardır!
EXIT ► ÇIKIŞ
FULL-TIME ► TAM GÜN
PART-TİME ► YARI ZAMANLI
KOORDİNASYON ► EŞGÜDÜM
ABSÜRD ► SAÇMA
ADAPTE OLMAK ► UYUM SAĞLAMAK
JENERASYON ► NESİL, KUŞAK
CENTER ► MERKEZ
RELAX OLMAK ► RAHATLAMAK
KOMÜNİKASYON ► İLETİŞİM
CV ► ÖZGEÇMİŞ
OKEY ► TAMAM
TREND ► EĞİLİM
OBJEKTİF ► NESNEL, TARAFSIZ
DEKLARE ETMEK ► BİLDİRMEK, AÇIKLAMAK
OKEYLEMEK ► ONAYLAMAK
ANTİPATİK ► SEVİMSİZ, İTİCİ
MANTALİTE ► ZİHNİYET
İLLEGAL ► YASADIŞI
TIMING (Tayming) ► ZAMANLAMA
DEPARTMAN ► BÖLÜM
REVİZE ETMEK ► GÖZDEN GEÇİRMEK
GLOBAL ► KÜRESEL
SEMPATİK ► SEVİMLİ, CANAYAKIN
SECURITY ► GÜVENLİK
OBJEKTİF ► NESNEL, TARAFSIZ
STAR ► YILDIZ
İZOLASYON ► YALITIM
PREZANTASYON ► SUNUM
FINISH ► BİTİŞ, VARIŞ
MONOTON ► TEKDÜZE
KONSENSUS ► UZLAŞMA
FULL ► TAM, DOLU
EMERGENCY ► ACİL
VERSİYON ► SÜRÜM, UYARLAMA
İMİTASYON ► TAKLİT
ADİSYON ► HESAP FİŞİ
BODYGUARD ► KORUMA
DOKÜMAN ► BELGE
ANALİZ ► ÇÖZÜMLEME
KRİTER ► ÖLÇÜT
PESİMİST ► KARAMSAR
BYE BYE ► HOŞÇA KAL
DATA ► VERİ
DRIVER ► SÜRÜCÜ
ONLINE ► ÇEVRİMİÇİ
PRINT OUT ► ÇIKTI (ALMAK)
SAVE ETMEK ► KAYDETMEK
DOWNLOAD ETMEK ► İNDİRMEK
PRINTER ► YAZICI
LİNK ► BAĞLANTI