Bali ve Nusa Dua
Bali ve Nusa Dua
Geçen sene Dünya Oftalmoloji Kongresi nedeni ile yolum 2. kez Hongkong’ a uzanmıştı. Bu sene ise yolum, davetli olduğum Amerika-Asya-Pasifik Birleştirilmiş Oftalmoloji Kongresi nedeniyle Bali’ ye düştü.
2008′ de Emirates hava yolları ile uçmuş ve hiç memnun kalmamıştım, bu sefer Singapur hava yolları ile uçtum ve çok memnun kaldım. Ayrıca, Dubai Havaalanı uzun zamandır görmediğim Singapur Havalimanının yanında, Dubai Havaalanı köy gibi kalıyor…
Bali’ ye indiğim zaman sıcak hava ve neredeyse 80’lerin Türkiye’si karşıladı beni: havaalanı büyük değil, ama Bali’ye yeterli. Havaalanının bir özelliği de Bali ile Nusa Dua arasındaki toprağın doldurularak Sukarno’ nun emri ile inşa edilmiş olması. Halk Sukarno’ yu çok seviyor, fakat daha sonra başa geçen ve 1967-1998 tarihlerinde idarede olan Suharto’ dan nefret ediyor.
Havaalanında inince beni Türkiye’nin enflasyonist yıllarını hatırlatan Endonezya’ nın bol “0”lı paraları karşıladı. Birkaç sene önce Kopenhag’a gittiğim zaman –daha TL’den 6 sıfır atılmamıştı- havaalanında Türk Lirasının aczini görüne ağlamaklı olmuştum. 2009 Mayıs’ına göre de Endonezya’ nın resmi parası Rupiyah çok değersiz bir para:
1 Amerikan Doları = 10.000 Rupyah .
Yalnız paritenin düz olması bir işe yarıyor; fiyatlardaki 4 0’ı attığınız zaman, malın değeri dolar olarak karşınıza çıkıyor. Endonezya’da çok haşin pazarlık etmek gerekiyor; bu da bana rehberlik yaptığım senelerin Kapalı Çarşı’sını hatırlattı. Önce para bozdurduğum kızlara sordum “otele taksi ne kadar tutar?” diye, “150.000 Rupyah” dediler. Daha sonra yanıma yaklaşan üzerindeki tişörtte taksi yazan ama aslında taksisi olmayan biri yapıştı ve otele ücreti sorduğumda 200.00 Rupyah dedi. Ben de 120.000 verdim. Sonunda 130.000’de anlaştık. Böylece para bozdurduğumuz kızlara göre 20.000 Rupyah kar etmiştim kendimce. Halbuki son gün dönerken kiraladığım, rent-a-car beni 100.000 Rupyah’ a getirdi: Yani son güne göre 20.000 Rupyah fazla vermişim… ama en azından, içimdeki doğu insanın pazarlık etme duygusunu tatmin etmiştim…
Bali havaalanından otelimizin bulunduğu Nusa Dua adasına yöneliyoruz. Zaten Nusa ada, Dua ikinci anlamına geliyor. Yani kuzeydeki kocaman Bali adasının güneyinde kalan ikinci yavru ada. Bu adayı turizme ve kongre toplantılarına ayırmışlar.
Otel hakkında:
Oteli internetten seçmiştim: Resimlerde de göreceğiniz üzere, Melia Bali’ nin çevre düzenlemesi şaheser. Zaten devamlı çevre ödülü alıyorlarmış. Buna karşılık otel biraz eskimeye başlamış. Üst katlarda su basıncı neredeyse yetersiz kalıyor. Ama en önemlisi personeli: güler yüzlüler, her zaman selam veriyorlar. Lakin servis bizim Antalya otellerini andırıyor yani Otel 5 yıldız, ama servis 3 yıldız. Sanki Antalya’ dasınız ve 5 yıldızlı otelde geçici komi bozması garsonlar çalışıyor. Ne sorsanız sorun, selam verdikten sonra “ van minüt” deyip kayboluyorlar, birilerine sorup, geri geldikten sonra cevabı söylüyorlar. İkinci bir soru sorduğunuzda bir daha “van minüt” çekip, yine yeniden tekrar kayboluyorlar… Ama hata yaptıklarında en azından özür dilemesini biliyorlar..)
Özür yazısını kaligrafik olarak elle yazmışlardı ve meyveleri de tabak olarak egzotik bir bitki yaprak/gövdesinin içine yerleştirmişlerdi.
Her gün müşterilerin odalarının önündeki kuma evlilik, doğum günü vs..gibi tebrikleri kaligrafi ile yazıp desenlerle beziyorlardı.
Tapınak kopyası Kamelyaları görünce bizim Galatasaray adasındaki kopyalarının kaynağını anladım..)
Odalarda sivrisinekten korunmak için cibinlik mevcut ve bizde 10-20 tl ye satılan saç kurutma makinesi çok değerliymiş gibi tahta kutuda saklanıyor..)
Gittiğim gün bardaktan boşalırcasına ve durmamacasına yağmur yağıyordu, şansım varmış; ertesi gün hava açtı ve gidene kadar güneş hep bize gülümsedi. Deniz tam benim sevdiğim gibiydi: altın sarısı kum ve uzun süre derinleşmeden giden bir sahil. Yüzerken çocukluğumu hatırladım: eskiden Florya sahilinde sevgili Ata’mızın köşkünün oradan denize girerdik. Florya belki biraz daha sığ idi ama, aynı hazzı hissettim içimde… Okyanusa açık olmasına rağmen, deniz dalgalı değil. Muhtemelen 17.500 ada okyanusun haşin dalgalarını törpülüyor. Bu nedenle Amerika’nın Florida ve Kaliforniya sahillerindeki veya Brezilya’ nın Rio kıyısındaki gibi büyük dalgalar kumları ayağınızın altından çekip almıyor. Neredeyse çarşaf gibi bir denizde yüzme mutluluğuna erişiyorsunuz. Buna karşılık lisedeyken coğrafya kitaplarında okuduğumuz med-cezir’ i, yeni Türkçe deyimi ile gel-git’ i gözlerimle yaşadım. Aşağıdaki resimlerde de göreceğiniz üzere sabah yüzdüğünüz sahil, akşam saatinde ayın yer çekimi etkisi ile sahilden bayağı uzaklaşıyor. Gece olduğu için resimlerde pek fark edilmeyebilir ama, ilk gittiğimde dolunaydı ve bu kuvvetli çekim ile deniz suları resimlerde fark edeceğiniz kırmızı dubaların oraya kadar geriye gitmişti. (Bu çekilen sular nereye gidiyor bilen var mı? )) ). Ertesi sabah aydede aldığı suları tekrar geri vermişti ve o sularda tekrar yüzme şansına sahiptik…
Aslında deniz taa kırmızı dubalara kadar çekiliyor gece yarısı, ama bunu benim naçiz fotoğraf makinem ile göstermem imkansız..)
Başlarında taşıdıkları mallarıyla seyyar satıcılar ve Haşamalı Caponlar..)
Sahildeki ağaçlar size bol miktarda gölge ikram ediyor. Hafif esen rüzgâr, ekvator sıcağını yumuşatıyor. Bu benim gibi tansiyon hastaları için çok önemli. Çünkü hiçbir zaman Antalya’daki gibi sıcaktan bunalmıyorsunuz. Bu arada ağaçların arasındaki asıl sahipleri olan sincaplar sizlere eşlik ediyor, hatta turistlerin elinden yiyecek bile yiyorlar. Aşağıda sincaplardan birkaç kare göreceksiniz.
Otelin her yerinde Bali kültürünü yansıtan heykel, yontu, bezemeler görmek mümkün. Hatta duş ve lambaları bile bunlarla kamufle etmişler:
- Turizmcilere not:
- Otelde a la cart restoranda kazıklanmayayım diye herşey dahil sistemini istedim. Bana bir fiyat verdiler dudağım uçukladı: kişi başına ek olarak 116 $ +KDV + servis yani 140 $ yani oda fiyatı kadar yemek ve içki parası. Doğal olarak ben de vazgeçtim. Sonunda en fazla 50 $’a tıka basa yedim içtim, demek ki Balililer “herşey dahil”i “her şeyi kazıklama” diye algılıyorlar; Hoş bizde de her şey dahil deyince fiyatı öldürüyoruz, sonra da nerden kurtaracağız diye malzemeden çalıyoruz… Hangisi doğru acaba ?
- Fiyatın yanında ++ işareti görürseniz anlayın ki yazılan brüt meblağdır. Buna %19 vergi vs %10 servis eklendiği için ödeyeceğiniz meblağ en az 4’te 1 artacaktır…
- 12 saat rent-a-car, benzin, şoför, tapınak girişleri, otoparklar, öğle yemeği dahil tek kişilik özel tur için bir fiyat verin: 50 $ ! ))
Kazara Bali’ ye gidip bahsettiğim turları yapmayı arzulayanlar için:
CV BUDGET
Kadek tel : 085237852823
Bazı egzotik görüntüler, şişman yaya geçidi işareti
ve altta Balili maymunlar..)
Küçük resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.