Kos (İstanköy)
Küçük fotoğrafların üstüne tıklayarak büyütebilirsiniz.
İstanköy (Yunanca: Κως, Kos)
Bodrum Yarımadası’nın tam karşısında ve sadece 8 mil uzakta yer alan bir Ege adasıdır. Nüfusu yaklaşık 50.000’dir ve adada 2-3,000 kadar Türk / Müslüman yaşar. Türkler genelde şehir merkezinde ve Platani (Türkçe adı: Germe) köyünde yaşamaktadırlar.
Bu adada yemek için herhangi bir lokanta önermeyeceğim; çünkü
- Dışarıdan beğendiğiniz her lokanta güzeldir.
- Fiyatları kapıda asılıdır; yani kazıklanma ihtimaliniz yoktur.
- Servis yapan garsonlar, işlerini bilmektedir ve size Türkiye’deki garsonlardan çok daha nazik servis yapmaktadırlar.
- Deniz ürünleri çok çeşitlidir ve yurdumuzdan çok ucuz fiyatla sunulmaktadırlar (aynı tanımlamalar içki türleri içinde geçerlidir)
Bu adada gezilecek, denize girilecek kıyı köylerden de bahsetmeyeceğim; tabip olarak atamız Hipokrat ile ilgili açıklamalar yapmaya çalışacağım.
İstanköy şehrinde yer alan ve hekim Hipokrat ile ilişkilendirilen bir ağaç (Hipokrat Ağacı) ile meşhurdur.
Asklepion
Asklepion, 3 nedenden dolayı benim için görülmesi gereken en önemli yerdi:
- Antik Yunan Hekimi olan ve biz doktorların ettiği yemini yazan Hipokrat burada yaşaması
- Rehberlik kursunda değerli Hocam İhsan Tunay Ağabey’in Bergama Asklepionu’nu bana tez olarak vermesi
- Yunanlıları ataları gibi gören Fransızların her Anadolu turunda Bergama’ya gelince, Kos Asklepion’undan bahsetmeleri…
Bu nedenle saatte bir Asklepion’ a giden otobüse atlayıp pirimizin mekanını ziyaret ettik. Asklepion, KOS (İstanköy) şehir merkezinden 5 km mesafede, şehre hakim bir tepe üzerinde kurulmuş. (Otobüs biletini duraktan alırsanız 1,10 €, şoförden alırsanız 1,50 €.)
Asklepion, 1902 yılında Alman arkeolog Herzog tarafından, sağlık tanrısı Asklepios’a adanan bir eski çağ hastanesidir. M.Ö. 357’de inşa edilmiştir. Asklepios’un (Tıp Tanrısı) soyundan geldiklerine inanılan, ilacın sırlarının gardiyanları, şifacı rahiplerin izlerinden giden Asklepiadai’lerin ana mabedidir. İyileştirme teknikleri, önerilerle belirlenen kürlerin uygulandığı Epidaurus ve başka yerlerden farklıdır. Burada bulunan kayıtlarda, Hipokrat’ın önünde uzanan hastalara, fizyoterapistlerin ellerinde pozitif iyileştirme yöntemleri uygulandığı görülmektedir. İmparator Claudius’un zehirlenmesine yardım eden fizikçi Xenophon’un İstanköy’e dönmesini müteakip, Roma’da kazandıklarını, Mabet heykelleri için cömertçe harcamış ve büyük banyolar bu sırada inşa edilmişlerdir. Mabet, MS 6. yüzyılda hem bir depremle, hem de Anadolu’dan gelip adayı tahrip eden göçebeler tarafından tamamıyla ortadan kaldırılmış, Saint Jean Şövalyeleri de harabeleri taş ocağı olarak kullanmışlardır.
Mabet birkaç farklı terastan oluşur. Roma banyoları en alt kattadır.
Birinci teras sütunlu girişlerle üç taraftan çevrilmiştir. Ortadaki duvara yakın bir çeşme, avlunun ortasından da üst terasa doğru çıkan merdivenler vardır. Buradaki terasta, içlerinde sürekli demir oksitli ve kükürtlü kaynak sularının aktığı ve hastalara muhtelif kürler uygulanan küçük banyolar bulunmaktadır.
Orta terasın sağ tarafında, M.Ö. 3. – 4. yy da yapılığı düşünülen, en eski tapınak bulunmaktadır. Bodrum katında, sunulan adak ve hediyelerin karşılanması için levha mermerden bir sunak vardır. Tapınağın ön tarafında solda, Bergama’da bulunanın benzeri bir büyük sunak daha vardır; kolonlar arasında ise, Praxiteles’in oğullarını simgeleyen, Asklepios, Hygieia ve diğer aile üyelerinin heykelleri bulunmaktaydı. Sunağın solunda, doğuya doğru meyilli bir Roma tapınağı vardır.
En üst teras kutsal ağaçların mekanı olarak ayrılmıştı. Üzerinde Asklepios tapınağı bulunmaktaydı. Burada sunaktan geriye kalanlar ile bir Hristiyan mabedi inşa edilmiştir.
Hipokrat için daha fazla bilgi isterseniz:
Asklepionlar hakkında daha fazla bilgi isterseniz:
Tıp sembolü olan “Kadüse” hakkında daha fazla bilgi isterseniz:
Kalın sağlıcakla…)
Dr. Ahmet Girgin
Gezi: 2014 ve 2017
Yazım: Temmuz 2020
Küçük fotoğrafların üstüne tıklayarak büyütebilirsiniz.