Sivastopol ve Yalta
Sivastopol
Türkçe adı Akyar olan Sivastopol’ün nüfusu 350.000 civarındadır. Aynı nüfusa sahip olan ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’ nin başkenti Simferapol’e mesafesi ise 80 km.dir. Günümüzde uçaklar Simferapol havaalanına inmektedir. Simferapol’den Sivastopol’e gelirken demir madeni yatakları olan İnkerman’dan geçilir. Burada Cenevizlerden kalma kalıntıları görebilirsiniz.
Ama Sivastopol yakınındaki en güzel harabeler Sivastopol güneydoğusundaki Chersonesos Taurica’ dır. (Hersones):
6. yy.da Yunanlılar tarafından Karadeniz kıyısında, Sivastopol’un kenar kısımlarında kurulan şehir 15. yy.a kadar süregelmiştir. Aşağıdaki fotolarda göreceğiniz üzere harabelerin restorasyonu genelde kötü bir şekilde yapılmış, hatta içi demir çubuklar ihtiva eden beton bile kullanılmıştır…
Deniz kenarında, harabelerin arasındaki çan, ganimet olarak alınan Türk topundan 1778 yılında Taganrog’da yapılmıştır. Kırım Savaşı’ndan sonra Paris’e götürülmüş, 1913 yılında Rusya’ya iade edilmiştir.
Arkada görünen kilise ise Kırım’da Hıristiyanlığı ilk yaymaya başlayan Aziz Vladimir’ e ait; kadim dostum Dr. Haluk’un anlattığına göre kilisenin duvarları Alman’ların silahlarından çıkan mermilerle delik deşik imiş, muhtemelen bu sene başında tamir edilmiş.
Sivastopol Çariçe II. Katerina veya Büyük Katerina (1729’da o zamanın Prusya’sı, günümüz Polonyası’nda doğdu.) tarafından kurulmuştur.
Burada mutlaka Çariçe II. Katerina’dan ve Osmanlı İmparataorluğu ile ilişkisinden bahsetmek gerekir. Çünkü II. Katerina 34 yıl boyunca Rusya’yı yönetmiş ve Kırım’ı Rus topraklarına katan çariçedir. (Prut Savaşı sırasında Baltacı Mehmet Paşa’yla antlaşma yapan Çariçe I. Katerina’yla karıştırılmamalıdır.)
Katerina’nın çariçeliği döneminde Rusya batısı ve güneyindeki 518.000 km²’lik bir alanı topraklarına katmayı başardı. Bu genişleme Lehistan ve Osmanlı İmparatorluğundan alınan topraklar sayesinde oldu. Kırım, Ukrayna, Beyaz Rusya, Litvanya ve Letonya Rusya’nın topraklarına katıldı. Lehistan’ın parçalanarak Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaşılmasına öncülük etti. II. Katerina 1796 yılında öldüğünde Lehistan diye bir ülke artık ortada kalmamıştı. Ancak 123 yıl sonra I. Dünya Savaşının bitmesinden sonra Polonya tekrar bağımsızlığını kazanabildi.
Katerina zamanındaki Osmanlı-Rus ilişkileri:
Katerina zamanında Rusya Osmanlı Devletine çok büyük kayıplar verdirdi. II. Katerina’nın çariçeliği sırasında 3 değişik Osmanlı padişahı hüküm sürdü: III. Mustafa, I. Abdülhamit ve III. Selim. Bu dönemde Rusya Osmanlı Devleti’yle iki büyük savaş yaptı. Bunlardan birincisi III. Mustafa döneminde yapılan 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşıydı. Bu savaşta büyük kayıplara uğrayan Osmanlılar I. Abdülhamit tahta geçtiğinde Ruslarla Küçük Kaynarca Antlaşması’nı imzalayarak Kırım’ın bağımsız olmasını kabul ettiler. Ama II. Katerina ünlü generali Potemkin’le birlikte Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak görmek istiyordu. Antlaşmanın imzasından 9 yıl sonra 1783 yılında Rusya Kırım’ı resmen topraklarına kattı. I. Abdülhamit’in saltanatı sırasında gerçekleşen bu durumu kabul edemeyen Osmanlılar Kırım’ı geri almak için Rusya’yla tekrar 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşına girdiler. Ancak tekrar yenilen Osmanlılar III. Selim tahta geçtikten sonra Yaş Antlaşması’nı imzalayarak Kırım’ı Ruslara bırakmaya razı olmak zorunda kaldılar. Kırım’ın kaybı Osmanlılar için büyük bir hezimet olmuştu. Çünkü ilk defa Müslüman bir Osmanlı toprağı Hıristiyanlara kaybediliyordu. Rusya ise Karadeniz kıyısındaki bu toprakları ele geçirerek büyük bir stratejik başarıya sahip olmuş, Karadeniz’de donanma kurma imkânını elde etmişti. Bu gelişmeler 19. yüzyıl boyunca Boğazlar sorununu gündeme getirecekti.
Katerina 1764 yılında Avrupa’dan satın aldığı 250 tabloyu sergilemek üzere St. Petersburg’da Hermitage Müzesi’ni inşa ettirdi.Bu müze sonraki çarların da katkılarıyla dünyanın en eski ve en büyük müzelerinden biri haline geldi.
Son olarak 1796’ da ölen Büyük Katerina’ nın seksi çok sevdiğini, sayısız âşıkları(?) olduğunu ve erotik oyuncaklara düşkünlüğünü belirterek bu konuyu noktalayalım.
Sivastopol ve civarı tarihte Kırım Savaşı ve 2. Dünya Savaşı açısından da önemlidir.
Panorama Müzesi’nde 360 derecede 1854-1855 Kırım Savaşını yansıtan Fransız ressam Franz Roubaud’nun resminin reprodüksiyonunu görebilirsiniz:
Kırım Savaşı sırasında Sivastopol, Fransız, İngiliz ve Osmanlı Orduları tarafından kuşatılmış ve 11 ay süren kuşatma sonucunda şehir düşmüştü.
Bu savaş sırasında bilhassa İngiliz yaralılar İstanbul’daki Selimiye Kışlasına getirilerek tedavi altına alınmışlar ve kışlada çalışan Florence Nightingale dünyanın ilk hemşiresi unvanını almıştır. Hâlbuki Nightingale kışlada iyi şartlarda çalışırken, Kırım siperlerinde çok daha zor koşullarda hemşirelik yapan biri vardı: Hemşire Dasha. Dostum Dr. Haluk’ a göre “şartlar karşılaştırıldığında asıl onurun Florence Nightingale yerine Sivastopollü hemşire Dasha’ ya verilmesi gerekirdi..” der.
Kırım Savaşı hakkında daha fazla bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1m_Sava%C5%9F%C4%B1
Ama en azından savaşın sonuçlarını burada paylaşmak yerinde olur kanısındayım.
Kırım Savaşının sonuçları:
Kâğıt üzerinde, savaşın galiplerinden olan Osmanlı Devleti, aslında savaştan çok büyük zarar alarak çıkmıştır. Çok pahalı olan bu savaşı yürütebilmek için Osmanlı devleti, ödeme yeteneğinin çok üstünde borç almıştır. Endüstrileşmeyi kaçırdığı için ekonomisi çağdışı kalmış olan devlet, bu borçların altından kalkamayacak ve 1881 yılında II. Abdülhamit döneminde Düyunu Umumiye idaresinin kurulmasıyla, Avrupalı devletlerin mali denetimi altına girip, yarı sömürge olacaktır.
Gelin, bu savaşta devletlerin ne kadar harcama (İngiliz Sterlini) yaptığına bakalım:
1852 |
1853 |
1854 |
1855 |
1856 |
|
Rusya |
15,6 |
19,9 |
31,3 |
39,8 |
37,9 |
Fransa |
17,2 |
17,5 |
30,3 |
43,8 |
36,3 |
İngiltere |
10,1 |
9,1 |
76,3 |
36,5 |
32,3 |
Osmanlı İmparatorluğu |
2,8 |
? |
? |
3,0 |
? |
Sardunya |
1,4 |
1,4 |
1,4 |
2,2 |
2,5 |
Kaynak: P. Kennedy, Naissance et déclin…, chap. 5 |
Görüldüğü üzere Osmanlı devletinin ağır diye nitelendirdiği harcamalar diğer devletlerinkinin yanında devede kulak kalmaktadır. Savaşa sonradan katılan kıçı kırık Sardunya adası bile Osmanlı’ nın en az yarısı kadar harcama yapmıştır. Diğer devletlere göre bu kadar az harcama yapmamıza rağmen, Duyunu Umumiye kurulmasını kabul etmemiz, Osmanlının aczini ve parasızlığını açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, 5 senenin 3’üne harcama rakamı bile belirtememiş olmamız arşivlerimizin ne kadar düzensiz ve zayıf olduğunu göstermiyor mu?
Kırım Savaşı’nın sonunda ilan edilen Islahat Fermanı, Osmanlı reform hareketlerinde çok önemli bir yer tutar. Islahat Fermanı’nın amacı, imparatorluk içindeki herkese Osmanlı yurttaşlığı vererek, yasalar önünde dine bakılmaksızın eşitlik sağlamaktı.
Buradan çıkan sonuç ise:
Bazılarının söylediği gibi, Osmanlı’ da herkes eşit değildi! Bazılarına yurttaşlık hakkı bile verilmiyordu, gayrimüslimler Müslümanlara eşit değildi.. Islahat Fermanı ile Batı’da dolaşan liberal düşünceler Osmanlı Devleti’ne girmeye başlayacaktır.
Neredeyse bir asır sonra, 2. Dünya Savaşı sırasında Sivastopol bu sefer Almanlar tarafından kuşatılacaktır. 1941-42 senelerinde Alman 11. Ordusu ve Rumenler Sivastopol’ü kuşattılar ve sonunda şehri ele geçirerek buradaki Musevileri katlettiler. 1944’ te şehir geri alındı.
Bu kuşatma izlerini en güzel Sivastopol şehri yakınlarındaki Karadeniz sahilinde 35. Kıta (35. Bataillon) müzesi ve yer altı dehlizlerinde görebilirsiniz.
YALTA
Yalta II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere, ABD ve Rusya arasında gerçekleşen ve dünyayı etkileyen kararların alınmasıyla bilinen konferansı ile tanınır.
Yalta Konferansı: II. Dünya Savaşı sırasında 4 Şubat 1945 – 11 Şubat 1945 tarihleri arasında SSCB’nin önde gelen tatil yeri Yalta’nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda düzenlenen ve Churchill (Birleşik Krallık Başbakanı), Roosevelt (Amerika Birleşik Devletleri Devlet Başkanı) ve Stalin (Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri ve SSCB Halk Komiserleri Kurulu Başkanı) olmak üzere “Üç Büyük” (Big Three)’ün katıldığı konferans.
Konferansın başlıca konuları, Polonya topraklarının değişimi, Almanya’nın bölünmesi ve SSCB’nin Japon İmparatorluğu’na savaş ilan etmesi idi.
Livadiya Sarayı: Sivastopol’den Yalta’ya gelmeden 3 km. öncesindedir. Livadia “ağaçsız yer” demektir ve korunun ortasındaki açıklığa inşa edilmiştir. Son Rus İmparatorları ve bilhassa 2. Nikola’ nın yazlık sarayı olarak bilinir.
Faros Kilisesi: Sivastopol Yolu üzerinde kartal yuvası gibi tepede yer alır. Etkileyici bir görünümü vardır.
Seyahat tarihi: 2013
Dr. Ahmet Girgin
Fotoğrafların üstüne tıklayarak büyütebilirsiniz